
- By: atilim
- Comments (0)
- Şub 7
ÖZET
Teknoloji her geçen gün hayatımızda yeni bir yer kaplamakta ama dahası bizde yeni bir hayat kaplamakta. Artık bir insan birden çok hayatın içinde kendini bulmakta. Misal sosyal medya.
Bu gün sosyal medyada insanlar hiç yaşamadıkları ve üzüntünün olmadığı bir hayat yaşamakta. Bu bile hukuki olarak yeni düzenlemeler getirmekte. Peki bu medya daha ne kadar gelişecek? bize nasıl bir hayat sunacak? Sadece sosyal medya değil bize yeni hayatlar sunan oyunlarda var yani soru şöyle sorulmalı: daha kaç hayat yaşayacağız? Eskiden sokakta oynan futbol şimdilerde sanal ortama taşındı. Eskiden çıkan çizgi romanlar çizgi dizilere onlarda filmlere onlarda oyunlara dönüştüler. Star wars, Marvel. DC gibi yapımlar kendi evrenini kurdu ve saydığım dönüşümler ile bizi bu evrenlerde yaşatıyorlar. Yani eskiden kendinizi bir futbolcu bir süper kahraman olarak hissetmek hayal gücünüzü kullanma kapasitenize bağlıydı. şimdilerde ise bilgisayar, playstation karşısında, kendimizi kaptırdığımız oyunlarla mümkün oldu. Peki ya şimdi! diyebilirsiniz ki şimdi de bilgisayar, playstation ile farklı hayatlar yaşıyoruz haklısınız bunlar hala çok aktif ama günümüzün teknolojisi değil ve gelecek zamanda popülerliğini kaybetmeye başlayacaktır. Hemen olacağını söylemiyorum, bilgisayarlar bile hemen yaygınlaşmadı belli bir zamana ihtiyaç var. Teknolojik hayatın ve bu hayata olan adaptasyonun bu kadar hızlı olduğu bir dönemde çağım insanı buna ne kadar sürede alışır kestirmek zor. Hatta şimdiden alışanlar bile var. Biz bile tam olmasa da ufak ufak bu dünyaya adım atıyoruz. Sanal paralar, sanal sanatlar alıyoruz yani ufak ufak sanallaşıyoruz. Tüm bu yenilikler olurken hala kendimizin gerçek hayatta olduğunun farkındayız. Biz hayal kurmak değil belli ki hayalde yaşamak istiyoruz. Bunun içinde gerçek hayat farkındalığımızı kaybetmemiz gerekiyor. Bu yüzden icat olunmuş dünya Metaverse. Türkçe karşılığı evrenin ötesi olan bu kelime hayatımıza girmeye başladı bile. Fiziksel gerçeklik ile arttırılmış sanal gerçekliğin birleştiği bir siber galaksi. Marsa taşınıp Dünyadan kaçamayan insanoğlu bu sefer evrenden kaçmayı deniyor. Dedim ya şimdiden bu evrenden kaçanlar var. İşte onlar burada çoktan kendilerine yurt tuttular bizi de çağırıyorlar. Bunlardan biride sosyal medya hayatımızın sahibi Facebook şirketi. Şu an bizi Metaverse dünyasına gönderen sanal gözlük üzerine çalışmalar yürütüyor ve her yıl Metaverse için 5 milyar dolarlık yatırım yapmayı planlıyor. Başka insanlar ise milyon dolarlık NFT’ler için sanal bir sergi yapma peşindeler ve bunun için dünyaca ünlü mimarlarla çalıştılar 4 kasım 2021 de açılışı yapılacağı söylenen bu projede sanal konserler sanal toplantılar olacak. Araştırmalarımda yapılıp yapılmadığını bulamadığım bu proje için bu şekilde muğlak bir cümle kurdum. Sadece şirketlerde değil ülkelerde bu işin içinde olacak Güney Kore hükümeti Metaverse ittifakını duyurdu. Güney Kore yerel şirketlerine bu sanal dünyayı teşvik etmek için böyle bir projede bulundu. Youtubede de bu evrenin ilgi çektiği şimdiden arsalar satın alındığı görülebilir. İşte günümüzde milyon dolarlık ekonomi oluşturan ve hukuk sistemlerinde yer etmeye başlayan sanal dünya artık insanları gerçek dünyadan tam anlamıyla koparma ve sadece kendi içinde yaşatma peşinde. Bu kadar yüksek bir destek ile büyüyen metaverse şimdiden mimarları, sanatçıları, içerik üreticilerini, şirketleri ,devletleri yani nerdeyse tüm insanlığı etkilemiş ve hayatın içinde tutunmaya başlamış görünüyor. Tabi hayatın kendisini kaynak edinmiş ve muhatabı insan olan hukukun bundan etkilenmemesi mümkün değil. İşte şu an için hukukun ve avukatlık mesleğinin geleceğinin en çok etkileyecek teknoloji bu gibi görünüyor.
Yakın bir gelecekte avukatlık büroları bu Metaverse evreninde kurulabilir. Bir avukat evindeki küçük bir odadan sanal gerçeklik gözlüğü ile büroya gelebilir. Sanal ortamlarda oluşturulan avatarlar sayesinde sanal dünyadaki sarışın, takım elbiseli avukat; gerçek dünyada esmer, pijamalı bir adam olabilir. Bu durum müvekkilinin, çalışma arkadaşlarının gerçek hayatta onu tanımamasına sebep olabilir. Adliyelerde bu evrende kurulabilir ve icraatını bu evrende gerçekleştirebilir. Avukatlar, savcı, hâkim, davalı, davacı bu evrendeki bir adliyede toplanıp davayı neticelendirebilir. Hukuk bilimi de bu sanal evrene uygun kanun yapabilir sonuçta oradaki olayların gerçek hayatta bir karşılığı mevcut aldığımız sanal paraların, sanal sanat eserlerinin; yaptığımız sanal toplantılarda alınan kararların gerçek hayatta bir değeri mevcut. Sanal evren dolandırıcıları, hırsızları, katilleri olabilir. Katili abartılı bulmuş olabilirsiniz ama virüsler yolu ile insanların sanal hayatlarını da öldürmek katillik kapsamına girebilir. Gerçekte ceza alan suçlu sanalda da müebbet ban cezası alabilir. Bu suçlular kendilerine oluşturdukları sahte kimlikler ile peşlerinde minimum iz bırakabilir. Bu da hukuk sistemini suçluyu bulmakta baya uğraştıracaktır. Sadece bu da değil insanların metaverse’deki özel arazileri miras hukukuna konu olabilir. Bu mülkeler için gerçek ya da sanal devletlere vergi verebilir. İnsanlar bu evrende borçlanabilir bu durum borçlar hukukuna konu olabilir. Borçlarına karşılık sanal malları icra edilebilir. Özel hukukta siber hukuk adında bir dal, sanal adliyelerde siber ceza mahkemeleri kurulabilir. Bu evrende ülkeler kurulup aralarında anlaşmazlık çıkabilir. Bu devletler gerçek hayattaki devletlerin sanal toprakları olabilir ya da gerçekte olmayan sadece sanal alemde olan devletler olabilir. Eğer gerçek devletler sanal olarak toprak genişletirse bu sanal topraklar ülke anayasalarında değişikliğe sebep olabilir. Misal seçim usulü, gerçekte Amerkan vatandaşı bir insan sanalda Türkiye vatandaşı olabilir bu durum hem gerçekte hem sanalda Türk vatandaşı olan birinin oyunun 2 sayılmasına sadece sanalda Türk vatandaşı olan birinin oyunun 1 sayılmasına sebep olabilir. Oy sandıkları da bu evrende kurulabilir. Gerçek hayattaki ülkeler bile savaşlarının bir ayağını buradan sürdürebilir yani sanal ülkeler arasında savaş çıkabilir. Bu da sanal milletler arası hukuku doğurabilir. Savaş demişken metaverse’deki savaşlar şöyle dursun gerçek hayatta da siber savaşlar çıkabilir. Günümüzde devletler sıcak temaslı savaşlardan ziyade uzaktan en az insan gücü ile yapılan savaşları tercih ediyor. İnsansız teknolojiler ve casus programları günümüzde gelişim gösteriyor. İleride siber saldırılar aracılığı ile ülkelerin birbirlerinin sistemlerini çökertmeye çalışacağı ve bu yolla ülkeler birbirlerini işgal edebilir. Ülkeler sanal taarruz ile birbirinin elektriğini, doğalgazını kesebilir silahlarını etkisiz hale getirebilir. Tabi ki bu diplomasiyi etkileyerek siber diplomasinin doğuşuna sebep olabilir. Bu siber saldırılar sadece ülke orduları arasında değil sivil şahıslar arasında da olabilir. Bir şahıs bir diğer şahsa karşı siber suikast, dolandırıcılık, mala zara vermede bulunabilir. Bir kişi başkasının arabasının beynine girerek onu kaza yaptırarak öldürebilir. Kısaca siber suçlar ve siber savaşların gelişimi hukuku yeni kurallar ve önlemlere itecektir. Hukuku etkileyecek teknolojilerden biride yapay zekâ teknolojisidir. Yapay zekâ teknolojisi gelişimini sürdürerek hukuki danışmanlık hizmetinde bulunabilir ama avukatlık, hâkimlik, savcılık mesleklerinde insanın yerini tutamaz çünkü hukuk sadece mahkemeyi adliyede değil adliyeden önce akılda, akıldan önce de gönülde kurar ve muhakemeye burada başlar. Gönülden eksik olan teknoloji bu yüzden insanın yerini tutamaz ama yardımcı olabilir avukata, hâkime gelen dosya için benzer davaların mahkeme kararlarını bulabilir, yeni hukuk kurallarını, emsal kararları bulabilir. Ayrıca teknoloji ile yayılan doğru veya yanlış bilgiler yüzünden avukatlar yanlış bilinçlenmiş müvekkiller ile uğraşabilir işte yapay zekâ danışmanlık hizmeti burada güvenilir bir hukuk danışmanlığı hizmeti verebilir. Teknoloji hukukun kaynağı olan hayatı ve muhatabı olan insanı direk etkilediği için her teknolojik gelişme hukuku da etkileyecektir.